〰●IV●〰
“Akıl” Konuşuyor
Geçmişe dönmeyi istemek çocukça bir hayal…
Ve bir o kadar da olgunca. Çünkü geçmişe dönmeyi isteyen biri, sırtında keşkeler taşır. Her “keşke”, zamanın tam da ortasında açılmış bir yara gibidir.
“Orada farklı davransaydım…”
“Bunu hiç yapmasaydım…”
“Şunu daha iyi yapsaydım…”
Bu cümleler büyütür insanı. Acıtır ama büyütür. Çünkü geçmişe dönemeyeceğini bile bile, zihninde o yolları tekrar tekrar yürürsün ve her seferinde bir şey fark edersin:
Sen artık orada değilsin.
Ama izlerin hâlâ orada.
Keşkeler, bize zamanın değerini hatırlatır. Kaybettiğimiz anların kıymetini Söyleyemediklerimizi, yanlış söylediklerimizi. Zamanın geri alınamayacak bir şey olduğunu,
ve belki de en adil olanın zamanın bu hali olduğunu...
İşte böyle büyürüz. Keşkelerimiz arttıkça, pişman oldukça, bir şeyleri artık düzeltemeyeceğimizi kabul ettikçe. Kırıldıkça… ve sonunda o kırıkları kendimize yama yaptıkça.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder