27 Ağustos 2024 Salı

Sayfa bir

Memleketime hiçbir zaman dönmek istemezdim. Ne zaman geri dönecek olsam üzerime bir ağırlık çökerdi. Sıkıntıyla dolardı içim. Nefes almakta zorlanır, konuşamazdım. Düşüncelere dalardım otobüs camlarından dışarı bakarken. Her ne kadar istemesem de senenin sonunda bir şekilde orada bulurdum kendimi. 

Zaman ise hep bana karşıydı. Zaman geçtikçe hayatım hiç yoluna girmezdi. Üzerimde hayatın yüklediği yükler ile kendimi sürekli bir yokuşun başında bulurdum. Ne zaman "Sonunda tırmandım." diye rahatlamış hissetsem başka bir yokuşun başında soluklanıyor olurdum. Kendimi bazı zamanlarda ise hiç tırmanamamış bulurdum. 

Bu seferde öyle sanmıştım. Hiç yılmadan yanlış dağa tırmandığımı fark edinceye kadar. Aslında hiç yol kat etmemişim. Her seferinde ait olduğum cehenneme döndüğümü düşünürken, aslında kaçmaya çalıştığım cehennemi içimde taşıyormuşum. Kaçmaya çalıştığım şey içimdeymiş meğerse. Bu yüzdenmiş kendi memleketimde kendimi yabancı hissedişim.

Normal insanlar güçsüzlüklerini gördüklerinde daha da güçlenirler. Bense bir şekilde karanlığa gömülmüştüm. Bu karanlık öylesine zifiriydi ki beni sürekli içerisine çekiyordu. Dışarı çıkmak istedim. Beni bu duruma insanların samimiyetsizliği sokmuştu. Bana yaşattıkları cevabını asla veremediğim sorular doğurdu. Ancak bu durumdan kurtulmama gerektiğinin de farkındaydım. Kurtulmak zorundaydım çünkü içinde bulunduğum ruh hali beni daha fazla zehirlemeye devam ediyordu. İnsanlara karşı görüşlerim gittikçe kötüye gidiyordu.

Ayrıca yanımda dertlerimi anlatabileceğim birisi de yoktu. Kimseye güvenmiyordum. Ailem diyebileceğim kimsem yoktu. Yalnız birisiydim kısacası. "Belki de yanıtları bulmak için uzun bir yolculuğa çıkmalıyım. Kendimi keşfetmek için. Nefes almak benim için zor olmadığında, kalbimin yükü hafiflediğinde, belki de gerçek memleketim, huzurumu bulduğum yer olacak." diye düşündüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arayış

●Servet Sokağı● Gördüğüm en güzel sokaklardan birisiydi.