Ne kadar acizim, ey göklerin tanığı.
Sevmek suç mudur? Yoksa sevdiğini söylemek mi yasak?
Kalbim bir savaş davulu gibi çarpıyor,
Böylesine bir yankı duyulmamışken hiçbir zaman,
Bu kahrolası dilim neden susuyor?
Kim bu susturur insanı? Kim bağlar dilini?
Yarayı sarmadan önce kim görür izini?
Belki de korkağım ey! sonsuzluğun şahidi.
Ama neden korkar insan ölmeyeceğini bilse bile?
Ölümün bile erişemeyeceği bir derinlikte,
Kaç kez yandım? Kaç kez düştüm? Saymadım.
Ama neden saymaz ki insan acıya alışsa bile?
Alışmak, ey zamanın efendisi!
Neden böyle zincirler vuruldu ruhuma?
Neden savaş meydanına bırakılmış bir asker gibiyim?
Kimsesiz ve yabancı etrafındakilere.
Soruyorum sana, ey ebediyetin sessizliği!
Korkularımız mı büyütür bu gölgeleri?
Yoksa cesaretimiz mi kör eder ışığı?
Ve biz sevgiyi söyleyemeyenler,
Ne zaman öğreniriz kalbin bir kere değil,
Bin kere ölmek için yaratıldığını?
29 Haziran 2025 Pazar
İz/5
〰●Sorgu●〰
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İz/9
Geçmişte yerim kalmamış, gelecekte adım yok. Bir yandan siliniyorum hatıralardan, diğer yandan yazılmamışım hiç bir hikâyeye. Geçmişin ağırl...
-
〰 ●Giriş ●〰 Sıla denilen yere ulaşmak için yanıma can yoldaşım, biricik arkadaşım ve bütün kararlarımın arkasındaki en bilir kişi olan, bütü...
-
〰 ●Epigraf ●〰 Rüyamda eski bir silueti gördüm. Özlemi içime kök salmış, ama varlığına tahammülüm kalmamış bir suret. Uykudan, yüzümde acıy...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder